moi contre eux
moi contre eux
Kendilerini
hep vardılar sanıyorlar. Sanki dünde de varmış gibi, yarını da görmüş geri
gelmiş gibi. Namaz kılmamaktan, allah oldular. Namaz kılmaktan da
kul-üstünde-kul olanları var. Eğlenceli adamlarsınız, gülmezsiniz, ağlarsınız,
zırlarsınız, dua edersiniz, oturursunuz, okursunuz. Okuyan, yazan adam kadar eşşeği
nadir görülür. Eşektir —eğer yalnızca bir eli kalem bir eli kitapsa, ama iki
kat eşektir— eğer oyunu anlamamışsa.
Stalin büyük oyuncuydu, kahkahalara
boğuldu —Stalin küçük oyuncuydu. Elleri çok kalem tutardı, bürokrasi kalemleri,
bürokrasi kağıtları, gözleri fırıl fırıl oynardı. Ama Stalin’in habis bir
ağrısı vardı, migreden daha acı, onu geceleri uyutmazdı. Stalin’in gangster
filmi sevdası da vardı, sahi banka da soymuştu Gürcistan’da bir iki kere.
Stalin’in neydi ağrısı? Hücreleri birer birer ne istiyordu ondan, çelikten
yürek miydi sahiden? Stalin’in bolşevikliği, kesinlikle bolşevik değildi. Lenin
gibi değildi, Lenin imanlı adamdı. Lenin’in büyük bir imanı vardı, çarın suya,
kapitalistin çaya düşeceğine imanı. Lenin topalladı hemencecik, sonra o da
yuvarlandı. Stalin? Stalin, sıvıştı aradan, kaydı gitti. Sekreterken, belliydi
oyun oynadığı, henüz şendi. Ama kendi mezarını kazdı, “Rus Devriminin Mezar
Kazıcısı”, ve aynı zamanda “Kendi Mezarının Kazıcısı”. Ne yaptı bu herif? Genel
Sekreter olarak tüm gücü eline aldığında, tüm Stalin-oluşunu kaybetti, eline,
ele alınmayan bir şey aldı, kendini ortadan kaldırdı, çeliğin yüreği
kauçuktandı, sovyet bürokrasinin oyuncağıydı. Ve ölmeden önce şunu demiş
olmalıydı: Jusqu'à ce que je sois parti, je suis contre eux.
Moi contre eux, ben büyük oyuncuyum.
Sahnelerinizde
ne var şimdi, uyku ve rüyadan başka? En büyük erdemler bunlar, kaba saba..
Karşınızda duran ne var, seyirci mi? Ne yaptınız perdenin önünde, gauche? Siz
mi gauche? Yüzünüzde burjuva, sosyal-demokrat, pek anti-gauche bir cachet,
anlamazsınız. Neden Fransızca ama? İronik...
Yorumlar
Yorum Gönder